Bir sorunuz mu var?
Mesajı gönderildi. Kapalı

Blog

SİSTEMLERİ HACKLEMEK VE AHMET GİBİ OLMAK

Doğada her şey bir SİSTEM dahilinde çalışır. Ve insanoğlu sadece iki kategoriye ayrılır. Hayatından Memnun olanlar ve Memnun olmayanlar. Memnun olan kitle; Sistemi Kuran, Memnun olmayan kitle ise Sistem içindeki işleyen Çarkı temsil eden kitledir. Ve koca bir ömür bu çark döner, döner, döner… Ta ki çarkın dişlisi kırılana dek…

Image for post

Peki ideal bir başarı hikayesi nasıl başlar? Bir Sistem sahibi olarak mı ? Yoksa yeni bir Sistem icat ederek mi? Aslına bakarsanız ikisi de değil. Gerçek bir başarı hikayesi; çark dişlisi iken bunun farkına varan ve daha sonra bu çarkı döndüren sistemi hackleyen kişi tarafından başlatılır. Tıpkı 2 yıl önce Ahmet’in yaptığı gibi;

Ahmet ile tanışın!

Ahmet her sabah 07.00’de kalkar 08.00’de iş başı yapar ve evine geri dönüşü 19.00’u bulurdu. Onun için hayat o kadar sıradandı ki kendine vakit ayıramamak, ona biçilen rolü kusursuz bir şekilde oynamak ve zamanının en verimli saat aralığını bir kuruma ipotek etmek onun gerçekliği haline gelmişti. Karşılığında kazandığı ücret ile kendini zor bela çeviren Ahmet’in hayatı, Raporlu olduğu için işe gitmediği bir pazartesi günü, eline aldığı günlüğü ile tamamen değişti.
‘’günlük’’ ile gelen farkındalığın ileride ona 7 haneli kazanç sağlayacağını nereden bilebilirdi ki?

Ahmetin beyaz yakalı vasat bir çalışandan milyoner olmasını sağlayan yolda İki Farkındalık Anı vardı! Peki bu iki farkındalık neydi?

Ahmet eline aldığı günlüğü 5 sene öncesinden başlayarak okumaya başladı. İşte hayatını değiştiren o sihirli an ve farkındalık tam da bu noktada gerçekleşmişti. Uzunca bir süre okuduğu günlüğün aslında birbiri ile hemen hemen aynı günlerden oluşan sıkıcı ve rutini yansıtan sayfalardan oluştuğunu ve geçmişteki 5 yılını aslında aynılık içinde, sevmediği bir işte ve hemen hemen aynı düzende geçirdiğini fark etti. 9-6 çalışan insanların bir çoğunun günlüğünde olduğu gibi Ahmetin günlüğünde de özgün olan hiç bir şey yoktu. Bu ‘’Farkındalık Anı’’ hayatın Ev-İş döngüsünden ibaret olmadığının farkındalığını kavramasına sebep olmuştu. İşte Ahmeti milyonerliğe götüren 1.Farkındalık anı buydu; Çarkın bir parçası olduğunu anlamak!

Sistem içinde amaçsızca ve sürekli dönen çarkın bir parçası olduğunu anlayan Ahmet, aklına farenin tekerlek içinde amaçsızca koşturmasını getirdi ve nedense kendini bu fareden ayıran çok fazla özellik olmadığını hissetti. Tüm bu melankolik havanın vermiş olduğu sıkıntı ile işten kaytardığı bu pazartesi gününü dışarı çıkarak geçirmek ve kafasını dağıtmak istedi. Kapıdan adımını attığında milyoner olmasını sağlayacak o 2. Farkındalık anı ile birazdan karşılaşacağını nereden bilebilirdi ki?

Günlerden Pazartesi, Saat Öğlen 13.55 ( Milyoner Farkındalığının Kayda Girdiği An)

Ahmet kendini dışarı atıp içine saplandığı girdabı düşündü. Her sabah ona kaçta kalkmasını söyleyen, kaçta işe gitmesini ve kaçta işten dönmesini söyleyen, yıllık iznini ne zaman ve ne kadar kullanmasını söyleyen, hak ettiğinden daha düşük ücret ile çalışmaya katlanmak zorunda olduğunu dikta eden, sevmediği iş arkadaşlarıyla aynı ortamda çalışmak zorunda olduğunu söyleyen ve aslında görevi olmayan işleri de yapmak zorunda olduğunu söyleyen bir düzen içerisindeydi. Tüm bunları düşündükten sonra Mısırdaki piramitleri ve orada zamanında çalışan on binlerce köleyi düşündü. Garip bir benzerlik ve empati duygusu hissetti. Kendisininde Post Modern bir köle olduğunu yeni yeni anlıyordu.

Derken Ahmet sokaktaki insanları gördü, Kafelerde konuşanlar, Sinemalardan çıkanlar, Restoranlarda yemek yiyenler, Sahil kenarında çekirdek çitleyenler…. Saatine baktı. 13.55’i gösteriyordu ve üstelik bugün Pazartesiydi. Tüm bu insanlar Pazartesi günü nasıl oluyor da dışarıda özgürce dolaşabiliyordu. Bu insanların işi yok muydu? İş olmadan nasıl para kazanıyorlardı? Nasıl özgürce restoranlara ve sinemalara giriyorlardı? Herkesin işte olması gerekmez miydi?

Elbette herkesin o saatlerde çalışmak zorunda olmadığını biliyordu ancak yine de günün bu saatinde bu kalabalık onu heyecanlandırmıştı. Bir an için her gün böyle özgür olduğunu ve günün en verimli saatlerinde dışarıda bu insanlar gibi özgürce dolaştığını ve dilediğini yapabileceğini düşündü. İçindeki sıkıntı bir miktarda olsa eridi. Akabinde sormaya başladı? Bu çarkın dışına nasıl çıkabilirim?

Okyanus içindeki bir balığın suyun dışını görmesiyle dışarıda bambaşka bir hayat olduğunu keşfetmesi kadar çarpıcıydı bu an. Ve o an, içinde çark olarak hapsolduğu bu sistemin insanoğlunun balıkları denizin içinde boğduğu bir sistem olduğunu düşündü.Bir balığın denizin içinde boğulması düşüncesi Ahmeti ürpertti.

Bu sistemden kurtulacaktı bunun kararını büyük bir olgunluk ve kararlılıkla zihninde netleştirdi. Bunu nasıl yapacağına dair en ufak bir fikir dahi yoktu kafasında ama önemli olan bunun kararını vermekti. Ve o an kararını verdi. Kararını vermesi ile özgürlük hissini iliklerine kadar hissetti. Sadece karar vermenin etkisi dahi bu denli yoğun ise kimbilir özgürlüğün kendisinin vereceği his nasıldır diye düşündü. Tüyleri diken diken oldu ve heyecanı arttı.

Evden çıkarken sadece kafa dağıtmak için turlayıp geri dönecekti, bir kafeye oturmak gibi bir planı yoktu. Ancak bu özgür olma hissini biraz daha fazla deneyimlemek ve kendini şımartmak istedi. Ahmet maaşını zor bela yettirdiğinden kafelerde para harcamayı lüks olarak görüyordu ama bu an özel bir andı ve kendisine jest yaparak bir kahve söyledi. Kahvesini yudumlarken bu çıkmaz içinden nasıl kurtulabileceğine dair düşüncelere daldı. Düşüncelerden düşüncelere akarken taş çatlasın 20-25 yaş aralığında laptopu ile çapraz bitişik masada oturan genç ile göz göze geldi. Genç o anda telefonla konuşuyordu ve temposunu kesmeden başını eğerek bu yabancıyı belli belirsiz selamladı. Çoçuk hesabına yatan paradan ve bir sistemden bahsediyordu Ahmetin bu çocuğa olan ilgisi merağa dönüştü ve tüm telefon konuşması süresince gencin yarı resmi iş konuşmasına kulak misafiri oldu.Garsonun yeni bir kahve alması için baskı yapmaması adına kahvesini ufak ufak yudumluyor ve bitirmiyordu. Bu küçük hesapların içinde boğulduğunu düşününce tekrar canı sıkıldı.

Genç telefonu kapatınca Ahmet izin isteyerek gence sokuldu ve ne iş yaptığını ne kadar kazandığını doğrudan sordu. Gencin kazandığı ücret Ahmetin 12 yılını verdiği çarktaki dişlisinden kazandığından 4 kat daha fazlaydı. Duraksamadan sordu; Nasıl kazanıyorsun ? Ne yapıyorsun? Genç cevap verdi ; Sistemleri Hackliyorum. Ardından devam etti; Laptop’um sırt çantamda ve ben nereye gidersem işimde benimle geliyor. Sistemleri hacklemek için bağlı bir mekana ihtiyacım yok; ‘’ Ben Dijital bir göçebeyim’’ Ahmet utanmasa ağlayacak ve çocuğun yakasına yapışıp yardım isteyecekti. Belirsiz bir mutsuzluk ve umutsuzluk çöktü üzerine. Hissettiği şey kıskançlık değildi, bu daha çok utanç ve çaresizlik duygusunun karışımı gibi bir şeydi..

Bu anı aklından hiç çıkarmayan Ahmet, gençten aldığı bir kaç öneri ışığında dijital dünyaya olan ilgi ve merakı arttı. Para kazanmanın zor olması gerektiği mitinden kurtuldu ve kontrolü eline almanın önemini kavradı. Edindiği felsefe basit, tutarlı ama imece usulü idi ; ‘’Gidilecek tüm yanlış yolları gidersem geriye sadece doğru yol kalır’’

O halde hızlı hareket etmek gerekliydi. Düşmeler ve kalkmalar arasında geçen 2 koca yılın sonunda Ahmet nihayetinde yanlış yolları tüketti ve doğru yola girdi. İnsanlar değil 2 yıl yanlış yollarda oradan oraya savrulmayı, 2 ay dahi direnemezdi bu tempoya. Ama Ahmet o gencin yüreğine soktuğu utanç duygusuyla adeta beslendi ve başardı. Sistemler kurmayı ve sistemleri hacklemeyi öğrendi. 3. yılının sonunda 7 haneli kazanç kapısından içeri girdi. İlk milyonunu kazandı!

Ben Ahmet’in yolculuğunu okuduktan sonra bir çoğumuzun hayatını resmeden bir hikaye olduğunu fark ettim. Ancak nasıl oluyor da büyük çoğunluğumuzun hayatını resmeden bu hikayenin sonuç kısmı Ahmetinkiyle aynı olmuyor? Bunun yanıtı çok net; Aynı sonuçları alamıyoruz çünkü Ahmetle yaşadıklarımız aynı olsada Yaşadıklarımıza verdiğimiz tepki tamamen farklı. Ahmet normal insanların sahip olmadığı derecede bir kararlılık sahibi idi. Dolayısıyla o ‘’normal’’ değildi.

Bir kısmımız kendi hayatımızda Ahmetin yolculuğunun %25’lik kısmına kadar tanıklık ettik, bir kısmımız %50, bir kısmımız ise %80’e kadar. Ama son aşamayı bir türlü geçemedik.Hepimiz orada elendik. Çünkü bu aşamada yanlış yollara sürekli girip çıkmak, doğru yolu bulma çabası, sürekli mayınlara basmak ve yine de hayatta kalmak. Bu yoldan sağ çıkmak %1’lik şanslı ve tuhaf bir kararlılık seviyesi olan Ahmet gibi birilerine nasip oluyor. Ahmet bu yönüyle hem şanslı hem de tuhaf derecede kararlıydı. İşte insanların bir çoğunun Ahmet’le aynı hikayeyi yaşamasına rağmen aynı sonuçları alamamasının sebebi bu. %1’lik bir şansı ve Ahmet düzeyinde kararlılıkları olmamaları.

Peki ya doğru yolu bulmak için sürekli yanlış yollara girmek zorunda olmasaydık?

Biri bu aşamada elimize bir harita veya navigasyon cihazı verseydi nasıl olurdu? İşte o zaman etraf Ahmetlerden geçilmezdi. Dolayısıyla Ahmet olmanın da cazibesi kalmazdı. Özet olarak Ahmet ile aynı senaryoları yaşıyor ve kendinizi bunalmış ama rotasını kaybetmiş gibi hissediyorsanız Ahmet gibi yapmayın. Ahmeti bulun ve onun elinden tutarak size yolu göstermesini söyleyin. Yanlış yollara girmekle vakit kaybetmeyin. 5 temel adımı gerçekleştirin ve neler olacağını seyredin.

1.Mevcut durumunuzu tespit etmek (A noktası)
2.Yakın gelecekte ulaşmak istediğiniz durumu[hayalinizi] tespit etmek (Z noktası)
3.Bu iki öğe arasındaki mesafeyi tespit etmek (A—————Z)
4.Bu mesafeye aşmanızı sağlayacak araçları,kaynakları ve mentorları tespit etmek.
5.Kararlı bir şekilde bu araçlardan, kaynaklardan ve mentorlardan faydalanmak.

Bu basit formülü bugüne dek kararlı şekilde uygulayıp Z noktasına ulaşamayan birine rastlamadım. Girişimciler için Z noktasına ulaşmanın en kolay yolu budur diye düşünüyorum. Ahmet’in yolunu seçenler ise aralarda bir yerde muhakkak mayınlara basacak ve yolculuğu tamamlayamayacaktır. A’dan Z’ noktasına giden yolda her harf durağında ölü Ahmetler göreceksiniz. Siz de onlardan biri olmayın. Ahmet gibi yapmayın.

Z noktasına geldiğinizde sistemi hacklemiş oluyorsunuz ve bu size Finansal ve Zamansal Özgürlük sağlıyor. Peki ya sonra?

Sonraki aşama ise Z harfine kadar olan diğer tüm harf duraklarında yolda kalan insanlara rehber olmak ve ellerinden tutarak onları da Z noktasına ulaştırmak. Peki bunu neden yapmalıyız? Çünkü artık kendi sistemimizi yaratacağız. Bu yolculuğun üç ana noktası var.

1. Farkındalık sahibi olmak
(Başkalarının Sistemi içinde bir çark olduğumuzu fark etmek ve kabul etmek )

2. A noktasından Z noktasına ulaşmak.
(Sistemi Hacklemek )

3. Başkalarına da yardım ederek onları da Z noktasına getirmek.
(Sistemi Hacklemeyi Başkalarına da Öğreterek Kendi sistemimizi kurmak )

Zig ziglar’ın dillere pelesenk olan şu sözünde söylediği gibi;

Başka insanların istediklerini elde etmesine yardım ederseniz, istediğiniz her şeyi elde edebilirsiniz.

Dönüşüm Sistemleriyle Tanışın!

Ücretsiz Bilgi Platformu Olan Dönüşüm Sistemleri Facebook Topluluğumuza Katılmak ve Sorularınızı Sormak İçin Aşağıdaki Linke Tıklarsanız sevinirim;

👉 https://bit.ly/donusum-sistemleri

Aşağıdaki Çalma Listelerine De Göz Atabilirsiniz.

👉Google Ads Reklamları Uzman Stratejilerini İzle; http://bit.ly/google-reklamları

👉Facebook Reklamları Eğitim Videolarını İzle; http://bit.ly/facebook-instagram-rek

👉Hipnotik Satış Stratejileri Videolarını İzle; http://bit.ly/satis-stratejileri

👉Bilimsel Metin Yazarlığı Stratejilerini İzle; http://bit.ly/metin-yazarlığı

👉Yaratıcı Dijital Pazarlama Stratejilerini İzle; http://bit.ly/yaratıcı-dijital-pazarlama

👉Funnel & Growth Büyüme Stratejilerini İzle; http://bit.ly/funnel-growth

👉İş Geliştirme & Dominasyon Kurma Stratejilerini izle; http://bit.ly/is-geliştirme

👉Dijital Göçebelik Hakkındaki İçerikleri İzle; http://bit.ly/dijital-göcebe

👉Daha Verimli Ve Başarılı Bir Hayat İçin Kişişel Gelişim Stratejilerini İzle; http://bit.ly/kis-gelisim

⚽ İçeriklerimden Fayda Sağlıyor Ve Bana Destek Olmak İstiyorsan Aşağıdaki Linkten Dilediğin Tutarda Bağışta Bulunabilir Ya Da Bir Bardak Dijital Kahve Ismarlayabilirsin🙃

👉https://www.buymeacoffee.com/denizduman

Deniz DUMAN

3 yorum

Bir yanıt yazın